Elma Tipi Şişmanlığa Dikkat!


Elma tipi şişman kadınlar diyabet, kardiyovasküler hastalıkların tehdidi altında...


Elma tipi şişmanlığa dikkat! Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kaya, kadınların menopozdan sonra elma tipi şişmanlık ile karşı karşıya olduğunu belirterek, elma tipi şişman kadınların da diyabet, kardiyovasküler hastalıkların tehdidi altında olduğunu bildirdi.

SÜ Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Diyabet Bilim Dalı Öğretim Üyesi Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşırı kilo sorunu olanların elma ve armut tipi şişmanlık olarak iki grupta değerlendirildiğini, elma tipi şişmanlığın vücut yağlarının daha çok orta bölgede (karın-bel) toplanması ile karakterize olduğunu, armut tipi şişmanlıkta ise vücuttaki fazla yağların daha aşağıda (kalça) ve daha yayılmış olarak bulunduğunu kaydetti.

Yapışmayan Tavalara Dikkat!


Tiroidoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cumali Aktolun, yapışmayan tavalarda pişirilen yiyeceklerin tiroidi bozabileceği uyarısında bulundu.


Yapışmayan tavalara dikkat!Aktolun yaptığı açıklamada, son aylarda İngiltere’de yapılan bir araştırmada, yapışmayan tavalardan yiyeceklere PFOA ve PFOS isimli 2
ayrı kimyasal maddenin yüksek miktarda geçtiği ve tiroit hastalarında bu maddelerin daha yüksek olduğunun saptandığını belirtti.

Aktolun, PFOA ve PFOS isimli maddelerin doğrudan olarak tiroit üzerine mi etki ettiği, yoksa önce bağışıklık sistemini bozarak ortaya çıkan tiroit antikorlarının mı tiroide zarar verdiğinin henüz belli olmadığını kaydetti.

Saç Renginizi Koruyun!

Yaz aylarında etkisini artıran güneş ışınlarına karşı saç renginizi nasıl korumalısınız? İşte size kolayca uglulayabileceğiniz birkaç öneri.


Yaz denince ilk akla gelen şeyler Güneş ve sudur. Yazın eğlenceli kısmını oluşturan bu ögeler ne yazık ki boyalı saçlarda büyük tahribata neden olurlar. Sudaki klorun ve şampuanların saç boyasına olan kötü etkilerinin yanı sıra yaz aylarında klor içermeyen doğal suların dahi saç boyasına olumsuz etkileri vardır. UV ışınları ise saç boyası ile çoktan hassaslaşmış olan saç protein yapısını bozar. Bu olumsuz etkileri azaltmak için saçları güneşten korumak ve çok sıkça yıkamamak çare olabilir. Ancak kumsalda ya da güneş altında bulunmanız gereken yerlerdeyseniz saç renginizi nasıl korumalısınız? İşte size birkaç öneri.
Saç renginizi koruyun!Şampuansız Şaç Temizliği
Kérastase stil danışmanı Ashley Javier, eğer saç temizliğinde şampuan kullanılmayacaksa bunun yerine saç kremi ve ılık su ile saçların temizlenebileceğini söylüyor. Saç kremleri şampuanda alıştığınız temizlik hissini vermeyebilir ancak içerdiği yumuşatıcılar sayesinde kuru ve yıpranmış saçlarınızın nem oranını dengeleyecek ve saç boyanızın akmasını engelleyecektir.
Gripten iyileşemeyenler dikkat

Gripten iyileşemeyenler dikkat


Arkasında inatçı öksürük bırakan ve zor geçen grip havaların soğuması ile artıyor. Basit önlemlerle korunmak mümkün.


Grip öncelikle belirtileri benzerlik gösteren hastalıklardan ayrılmalı ve doğru bir şekilde tedavi edilmelidir. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Gürkan Yurteri, yavaş yavaş gelişen halsizlik, hapşırık, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğaz ağrısı, balgamlı ya da kesik kesik öksürmenin soğuk algınlığının belirtileri olduğunu belirtiyor.

Soğuk algınlığının ayakta ve hafif olarak atlatıldığını vurgulayan Yurteri, "Grip belirtileri ise, aniden ortaya çıkar. Hasta sabah işe giderken iyidir, 3-6 saat içinde birden üşüme, aşırı halsizlik, yorgunluk, ateş yükselmesi ortaya çıkar. Yaygın vücut ve baş ağrısı, özellikle göğüste rahatsızlık (baskı, ağrı) hisseder. Yorgunluk tahammül edilmez boyutlara ulaşır, tabloya kuru karakterde bir öksürük eşlik edebilir." diyor.

ÇOK KONUŞAN GEÇ YAŞLANIYORMUŞ!!


Aslına bakılırsa beynimizi sürekli aktif tutmak doktorların ve bilim adamlarının sık sık dile getirdiği bir öneri. Bir çok oyun, ilaç ve alet beyni geliştirmek için üretiliyor ve piyasaya sürülüyor.
Ancak Zürih Üniversitesi’nden bir grup bilim adamının yaptığı araştırma tüm ezberleri bozuyor.
Çok konuşmanın toplum içerisinde hoş karşılanmıyor olması zararlı olduğu anlamına gelmiyor. Aksine geçmiş günleri yad etmek ve hatıraları sürekli canlı tutmaya çalışmak yaşlanmayı geciktiriyor.
SİVİLCE NEDEN ÇIKAR

SİVİLCE NEDEN ÇIKAR


Aknelerin tedavisi uzun sürebilir. Bu süreçte sabırlı olmak ve doktorunuzun önerilerini uygulamak yüz güldürücü sonuçlar getirir.
Dermatolog Dr. Yıldız Dizdaroğlu Özden’le konuşuyorduk, check up sırasında benlerin kontrol edilmesinin ne kadar önemli olduğunu. Hakikaten benlerdeki değişiklikler çok önemli. Bu nedenle kısa aralıklarla kişilerin benlerini kontrol etmesi ve herhangi bir değişiklikte muhakkak doktorlarına göstermeleri melanom adı verilen bir tür cilt kanserinin erken teşhisi için çok önemli. Bu kendi kendine kontrol dışında, yılda bir kez de doktorunuzun benlerinizi incelemesinde büyük yarar var. Tabii insan dermatologla konuşurken, konu açıldıkça açılıyor. Özellikle gençlerin büyük derdi olan akne’ye geldi konu. Dr. Yıldız’dan rica ettim bana anlattıklarını şöyle detaylı bir şekilde sizler için de toparlamasını, işte anlattıkları.
Akne, deri gözeneklerinin tıkanarak, sivilceler ve iltihaplı, enfeksiyonlu apselerin oluştuğu, sık görülen bir cilt bozukluğudur. Hormonlar, derinin yağ salgısı ve derideki bakteriler arasındaki bir etkileşimden dolayı, daha çok gençlerde görülür.

Bebek İlacında Skandal

Bebek ilacında skandal


Bebeklerde kullanılan 'Sab Simplex' adlı gaz ilacı Türkiye'de yıllardır 'kaçak' satılırken şimdi de piyasada sahteleri cirit atıyor. Hem de daha pahalı fiyatlarla


Muhammed Altun ve eşi, gaz sorunu olan 2 aylık bebekleri için doktor önerisiyle ‘Sab Simplex’ adlı damlaya başlamıştı. İlk kutu bitince ikinciyi almak için Beylikdüzü’nde başka bir eczaneye gitti. Altun karşılaştığı sürprizi şöyle anlatıyor:

Neden Öpüşüyoruz?





Gayri resmi bir kutlama ya da şiddetli romantik bir jest olarak kullanalım, öpüşmek açıklamalara meydan okuyan yerleşik insan davranışlarından birisidir. Pek çok maksadı – zarın üzerine kondurulan ve sonra üfleneni, toprakla kavuşma anında direk hasret gidereni, uzaktan havaya salınarak gönderileni ve Hollywood’un uzun yumuşak olanları – farklı anlamlar taşısa da doğada aynıdır. Peki öyleyse bu eylemi neden bu kadar seviyoruz?

Bir öpücük sadece bir öpücük değildir

Öpüşmeyi araştıran bilim adamları, insanların en başta niye birbirlerinin dudaklarına yöneldiklerinden tam olarak emin değiller. En olası teori, primat annelerin çiğnedikleri yiyecekleri yavrularının dişsiz ağızlarına vermelerine dayanıyor. Dudak dudağa temas evrim geçirmiş olabilir, sadece idamenin gereği zorunluluklar değil sosyal bağ kurma için ve aşkın ifadesi olarak da.


Ama o zamandan bu yana öpüşmede bariz bir devrim yaşandı. Artık öpüşmenin sadece yemek transferinden çok, kritik bilgi transferine yardımcı olduğuna inanılıyor. Romantik bir kur olarak öpüşmek iyi bir partner seçmeye, kimyasal sinyaller yollamaya ve uzun dönem ilişkilerine atılan ilk adıma yarıyor. Tüm bunlar evrimin ana hedefi için önemli; verimli üreme.
Öpüşmek, öpüştüğümüz kişinin kasten tasfiye etmediğimiz asli karakteristik özelliklerini değerlendirme fırsatı tanıyor. Bu bilgi alışverişi feromonlar (hayvanlar arasında mesajlar yollamalarına yardımcı olan kimyasallar) tarafından kolaylaştırılır. Feromonların insanlarda da işe yaradığına dair yapılan araştırmalar sürüyor.

Öpüşmek, daha fazla zaman ve efor harcamadan önce bir kadının karşısındaki eş adayının kendisi için iyi olup  olmadığını değerlendirmesi için bir aşama olabilir. Yani kötü bir ilk öpücük kötü bir ilk randevudan daha kötüdür, çünkü birini telafi etme şansınız varken diğeri kimyasal uyumsuzluğun işaretidir.

Erkekler dikkatsiz, kadınlar seçicidir

Davranışsal araştırmalar bu biyolojik muhakemeyi destekliyor. 2007’de, Albany Üniversitesi’nde 1,041 öğrenci üzerinde yapılan araştırmada, erkek ve kadınların öpüşmeyi farklı algıladıklarını gösterdi. Kur yapma aşaması ortak olmasına rağmen, kadınlar öpüşmeyi daha çok önemsiyor ve çoğu öpüşmeden önce seks yapmaya yanaşmıyor. Erkekler, diğer yandan, daha önce öpüşmedikleri bir kadınla cinsel ilişkide bulunabiliyor, hatta iyi öpüşmeyen bir kadınla da cinsel ilişkide bulunmaktan çekinmiyor. Kadınların eş seçiminde daha özenli oldukları düşünüldüğünde, öpüşme konusunda bu farklılıklar anlam kazanıyor.

Erkekler aynı zamanda Fransız öpücüğü için de daha hevesli oluyor, bunun sebebi de tükürüğün libidoyu yükseltebilecek testosteron içermesi. Uzmanlar ayrıca, bir kadının östrojen oranını tahmin edebiliyor, doğurganlığını düzenleyen.

Öpüşmek sadece eş seçmeye yardım etmez, aynı zamanda iyi de hissettirir. Bunun sebebi öpüşmenin kimi iyi-hissettiren kimyasalları serbest bırakması, stresten arınmayı ve sosyal bağ kurmayı yükselten kimyasalları.
Araştırmacı Wendy Hill ve Lafayette College öğrencileri çiftlerin bağlanması ve bir araya gelmesini sağlayan oksitosin ve stres hormonu olan kortizolün öpüştükten sonra ne gibi değişikliğe uğradığını inceledi. Bir grup uzun süreli ilişkisi olan çifti kullanarak, kortizol seviyesinin öpüştükten sonra düştüğünü buldular. İlişkiler ne kadar uzun süreliyse, kortizol seviyesi o kadar düşüyor. Kontrol grubunda, henüz ilk defa el ele tutuşmuş çiftlerde de kortizol seviyesinin düşmesi sosyal bağlılığın genel olarak stresi azalttığını gösteriyor, sadece öpüşmek değil.

Oksitosin seviyelerine bakıldığında ise, araştırmacılar her iki cinsiyette de artış beklediği halde sadece erkeklerde yükseldiğini keşfetmişlerdir. Bunun sebebi olarak kadınların bağlılık için öpüşmekten fazlasını deneyim etmeleri gerektiği ya da laboratuarın steril ortamının kadınların bağlılık hissetmesi için çok da uygun bir ortam olmadığı fikrini geliştirdi.

Öpüşmek, öyleyse, sadece eş seçiminde değil, bağlılıkta da rol oynuyor. Evrimci bir biyoloji uzmanı olan Helen Fischer, öpüşmenin 3 ana şekli olduğuna inanıyor: cinsel dürtü, testosteron tarafından kontrol edilen; romantik aşk, dopamin ve diğer iyi-hisset hormonları tarafından kontrol edilen ve sevgi-bağlılık, oksitosin gibi bağlılık kimyasalları içeren. Öpücük aslında hepsini de birbirine bağlıyor diyor uzman; romantik öpücüklerde salgılanan tükürüğün içinde testosteron var; romantizmi besleyen iyi-hisset kimyasalları öpüştüğümüzde paylaşılıyor ve öpüşmek aynı zamanda bağlılığı teşvik eden kimyasalları salıyor ki bunlar da ilişki süresinin uzamasına yardımcı oluyor, tüm bunlar ise elbette üremeyi destekliyor.

Koklamak, sarılmak ve sağa dönmek

İlginç olan kimi hayvan ve insanların öpüşmemesi. Bazı memeliler birbirlerinin yüzlerini yalayarak, koklayarak yakın temas kuruyor ve gerekli bilgiyi aktarıyor. Şempanzelerde anneler çocuklarını hala ağızdan beslese de kötü şöhretli rasgele cinsel ilişkide bulunan cüce şempanzeler gerçekten öpüşen tek primatlar.

Ve insanlar için öpüşmenin gereklilik olduğu düşünülürken hala %10’unun öpüşmediği biliniyor. Yani öpüşmeyi  genetik ve uyumluluk bilgisi edinmek için kullansak da öpüşmeye olan düşkünlük aynı zamanda bizi sarmalayan kültürel inançlarla da ilgili.

Ne sebeple ve ne şekilde öpüşüyor olursak olalım, sabit bir şey var: öpüşürken insanların döndüğü taraf. Neredeyse her zaman sağ. Bu davranışsal asimetri bebeklik esnasında ve gebeliğin son haftalarında yapılan baş döndürme tercihinden kaynaklandığı düşünülüyor. 

Tüm bunlardan sonra, öpüşmekle ilgili aslında en güzel olanı, öpüşürken bunların hiçbirini düşünmek zorunda olmamanız. Sadece gözlerinizi kapatıp kendinizi doğanıza teslim etmeniz yeterli…

Hangi Mevsimde Doğdun?

Araştırmacılar bebeklerin doğdukları mevsimin metabolizma hızları üzerinde etkili olduğunu ve bunun da karakterlerini kalıcı olarak etkilediğini ortaya çıkardı. İlk aylarını yoğun güneş ışığı altında geçiren bebeklerin metabolizması hızlı çalışıyor ve bu da depresyona karşı daha dayanaklı olmalarını sağlıyor.

Aynı şekilde kış bebekleri de az ışıkta geçirdikleri ilk aylarının ardından hayatları boyunca daha depresif kişiler olabiliyor.

Yaz bebekleri tüm artılarına rağmen görüşleri ile ilgili daha çok sorun yaşıyor. Gelişme döneminde çok fazla ışığa maruz kalan gözler daha kolay bozuluyor. Ayrıca yaz bebeklerinin kış bebeklerine oranla daha çok dikkat problemi yaşadığı ve okulda daha başarısız olduğu da biliniyor.
Cinsel Rüyaların Anlamları

Cinsel Rüyaların Anlamları

 Sıkça gördüğünüz cinsel içerikli rüyanızın ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
Ne anlama geliyor?
Hiç birlikte olduğunuz kişi dışında başkasıyla aynı yatakta olduğunuzu gördünüz mü? Üzülmeyin bu birlikte olduğunuz kişiyi aldattığınız anlamına gelmiyor. Bu bilinç altınızda neler olup bittiğine dair size fikir veriyor? Evlilik terapisti Sharon Gilchrest O'Neill, "Eğer rüyalarımıza dikkat edersek rüyalarımızdan çok fazla şey öğrenebiliriz. Belki hayatımızda bir şeyleri gözden kaçırıyoruzdur ya da ilişkimizde düşünmek bile istemediğimiz bir problem vardır. Bunu düşünmek bile istemeyiz" diye belirtiyor.

AĞIZ KOKUSU NASIL ÖNLENİR ?

AĞIZ KOKUSU NASIL ÖNLENİR ?


Ağız kokusu nasıl önlenir Ağız kokusunun önemli sebeplerinden biri diş taşlarıdır. Diş taşları ağızda kalan yemek artıklarının üzerine tükürükten gelen minerallerin çökelmesiyle oluşur. Ağız kokusuna ayrıca sigara ve alkol, ağızdan nefes alıp verme, ağız kuruluğu, solunum ve sindirim yolu iltihapları da yol açıyor.
Ağız kokusunun başlıca sebebi bakterilerdir. Bunları azaltmak için ise her yemekten sonra dişleri fırçalamak çok önemlidir.
Nefesimizin kötü kokmasından hiçbirimiz hoşlanmayız. Kötü kokan bir ağız ve nefes hayatımızın her alanında bizi birçok olumsuzlukla baş başa bırakır. Ağız kokusunun başlıca sebebi ağzımızda yaşayan bakterilerin ürettiği hidrojen sülfid gibi kuvvetli sülfür gazlarından olan volatil sülfür bileşikleridir. O nedenle ağzımızda yaşayan bakteri sayısını mümkün olduğunca azaltmaya çalışmalıyız. Bunun içinde her yemekten sonra dişleri fırçalamak çok önemlidir.
HAKKIMIZI HELAL EDELİM.!

HAKKIMIZI HELAL EDELİM.!

İnsanız ve zayıf taraflarımız var.Söylenen söz içimizde bir ukte ve yara olarak kalabilir.İnsanın Cenab_ı Hakk'ın huzuruna içinde mü' min kardeşine karşı herhangi bir ukte varken gitmesi ise büyük bir talihsizliktir.Onun içindir ki Efendimiz sık sık:''Bana arkadaşlarım aleyhinde hiçbir şey söylemeyin.ZiraRabbim'in huzuruna selim bir kalple gitmek isterim.''der ve mü'min bir kardeşi aleyhine bir şey söylemek isteyenleri böyle ikaz ederdi.Bu sebeple helalleşme bir ahlak haline getirilmelidir.Ve mutlaka helallik istenen şahsa durum olduğu gibi anlatılmalıdır.Mesela:''Senden şu kadar haksız yere şunu aldım;seni gıybet ettim...''vs gibi.Ne var ki aynen anlatma karşı tarafta derin yaralar açacaksa o zaman mesele şerhedilmeden mutlak olarak helallik istenmelidir.

Yapışmayan Tavalara Dikkat.!


Yapışmayan tavalara dikkat!
Aktolun yaptığı açıklamada, son aylardaİngiltere’de yapılan bir araştırmada, yapışmayan tavalardan yiyeceklere PFOA ve PFOS isimli 2
ayrı kimyasal maddenin yüksek miktarda geçtiği ve tiroit hastalarında bu maddelerin daha yüksek olduğunun saptandığını belirtti.

Aktolun, PFOA ve PFOS isimli maddelerin doğrudan olarak tiroit üzerine mi etki ettiği, yoksa öncebağışıklık sistemini bozarak ortaya çıkan tiroit antikorlarının mı tiroide zarar verdiğinin henüz belli olmadığını kaydetti.

Tiroidin bir hastalık ismi değil, boğaz bölgesinin ön tarafında bulunan ve hormon üreten bir organ olduğunu ve tiroit hastalığının nedeninin de klasik tıp eğitiminde "iyot eksikliği" olarak açıklandığını anlatan Aktolun, oysa tiroit hastalıklarının nedenleri içinde iyot eksikliğinin az bir yer tuttuğunu, hava, toprak ve su kirliliğinin de tiroit hastalığını tetiklediğini vurguladı.

Orta Yaştaki Kadınları Üzen Araştırma!

Orta yaşlarda yaşanılan stres kadınlarda bunama ve alzheimer riskini arttırıyor.

Orta yaştaki kadınları üzen araştırma!İngiltere’de yayımlanan Independent gazetesinin haberine göre, orta yaşlarda, tekrarlayan stres ve endişe bozukluğu atakları geçiren kadınların bunama ve alzheimera yakalanma olasılığı, diğer kadınlara göre iki kat daha fazla.

İsveçli bilimadamlarının, 1968 ila 2000 yıllarında yaptığı bin 415 kadını kapsayan araştırmada, stresten etkilenen 161 kadının bunadığı, çoğuna bunamanın en yaygın şekli olan Alzheimer teşhisi koyulduğu ve orta yaşlarda daha sık stres yaşayan kadınlarda, bunama olasılığının yüzde 65 oranında daha fazla olduğu belirtildi.

Kurtuluş Bu Sebzelerde!

Ispanak, brokoli ve lahana gibi sebzeler şeker hastalığına yakalanma riskini de azaltabileceği belirlendi.


Kurtuluş bu sebzelerde!İngiltere’deki Leicester Üniversitesi’nden Patrice Carter ve ekibi yetişkinlerde sebze-meyve yemek ve tip 2 diyabet arasındaki ilişkiyi araştırmak üzere ABD, Çin ve Finlandiya’da 220 bin kişinin katıldığı 6 araştırmanın sonuçlarını incelendi.

Bilim adamları, günde birbuçuk porsiyon (yaklaşık 120 gram) daha fazla yeşil yapraklı sebzeler (lahana, ıspanak, marul, brokoli, vb) yemenin şeker hastalığına yakalanma riskini yüzde 14 azalttığı, hem meyve hem de sebze tüketiminin artırılmasının etkisinin ise önemsenmeyecek kadar az olduğunu belirledi.

Bayanlar... Bol Bol Tavuk Eti Yiyin!

ABD’de yapılan bir araştırma, tavuk eti tüketiminin kalp krizi riskini önemli derecede azalttığını bir kez daha kanıtladı.


Bayanlar... Bol bol tavuk eti yiyin!Boston’daki Harvard Halk Sağlığı Fakültesinden bir grup bilim adamı, 26 yıl süren araştırmalarının sonunda, tavuk eti tüketiminin kadınlarda kalp krizi riskini yüzde 19 oranında düşürdüğünü ortaya koydu.

Yaşları 30 ile 55 arasında değişen ve herhangi bir kalp, kanser ve diyabet hastalığı olmayan 84 bin kadın üzerinde yapılan araştırma, günde 2 kez kırmızı et tüketen kadınlarda kalp krizi riskinin, günde yarım porsiyon tüketenlere oranla yüzde 30 daha fazla olduğunu gösterdi.

Bulmacalar Bunamayı Hızlandırıyor!

ABD’de yapılan bir araştırma, çapraz bulmaca ve sudokunun gibi zeka oyunlarının bunamayı geciktirmesine karşın, hastalığın ortaya çıkması durumundaysa ilerleme sürecini hızlandırdığını ortaya koydu.

Bulmacalar bunamayı hızlandırıyor!İtalyan La Stampa gazetesinde yayımlanan habere göre, Chicago’daki Rush Üniversitesi Tıp Merkezinden bir grup bilim adamının yürüttüğü araştırmada elde edilen şaşırtıcı sonuçlar bu kadarla da kalmıyor. Araştırmaya göre, okuma, radyo programlarını dinleme ve televizyon izleme gibi zihni destekleyici diğer faaliyetler de ileriki yaşlarda bunamanın ortaya çıkması durumunda hastalığın ilerleme sürecinin hızlanmasına neden olabiliyor.

Kalp krizi riskiniz saçınızdan anlaşılıyor!

Kalp krizi riskinin, muhtemel krizden 6 ay önce hastanın saçlarından belirlenebileceği bildirildi.


Kanada’daki Western Ontario Üniversitesinden bilim adamlarının, bazı erkeklerin saçlarındaki stres hormonu kortizol seviyesini ölçerek yaptığı araştırma, kronik stresin kalp krizinin önemli bir tetikleyicisi olduğunu doğruladı.

Bilim adamları, bugüne dek kortizol seviyesinin idrar, kan ve tükürükten ölçüldüğünü belirterek, bu ölçümlerin, uzun vadedeki değil son saatlerdeki ya da günlerdeki stres düzeyini yansıttığını vurguladı.
Kalp krizi riskiniz saçınızdan anlaşılıyor!Araştırmacılar, kalp krizi geçiren ve hastaneye kaldırılan 56 kişinin saç örneklerini, kalp krizi geçirmeyen 56 hasta ile karşılaştırdı. Kalp krizi geçirenlerde kortizol seviyesinin daha yüksek olduğu görüldü.

Ne Kadar Kiloluysanız O Kadar Çok Su İçmeniz Gerekir

Şişmanladikça su ihtiyaci artiyor…
Tüketilen su miktarının, bedenimiz üzerinde hayati bir etkisi olduğunu açıklayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr.Yasemin Bradley kilo ile su ihtiyacının doğru orantılı olarak arttığını belirtti. Kilolu kişilerin özellikle doğal mineralli ve pH’ı yüksek olan suları tercih etmeleri gerektiğini de sözlerine ekleyen Dr. Bradley konu ile ilgili şunları söyledi;
Bir kişinin günde nekadar su içmesi gerektiğini şu 3 faktöre göre belirleyebiliriz: Kilo, fiziksel aktivite ve iklim. Bedenimiz öyle bir sistemde çalışır ki alınan kilolarla beraber su ihtiyacında da gözle görülür bir artış olur. Mesela kilolu insanlar normal kilolu insanlara göre daha çok terler. Kilo arttıkça su gereksinimi de artar.
Ne kadar kiloluysanız o kadar çok su içmeniz gerekir
Ne kadar kiloluysanız o kadar çok su içmeniz gerekir. Tüketilen besinler beden sağlığınızda ne kadar etkili ise tükettiğiniz su da o derece etkilidir.

Akşam Yemek Yemek Neden Kilo Aldırır?

Akşam yemek yediğiniz için kilo aldığınızı mı düşünüyorsunuz?


Beslenme ile ilgili doğru olarak bilinen pek çok yanlış var. Bu doğru bilinen yanlışlar, halk arasında kulaktan kulağa yayılarak herkesin ortak fikri haline geliyor. Bu yanlışlardan bir tanesi de akşam sekizden sonra yenen yiyeceklerin yakılamayıp, yağa dönüşeceği düşüncesidir. Beslenme ve kilo almayla ilgili yanlışlara dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir, bu konuda aydınlatıcı açıklamalarda bulundu.
Akşam yemek yemek neden kilo aldırır?Kilo dengesi, tamamen alınan kalori, harcanan kalori ve yapılan egzersizle ilişkilidir. Ne zaman yediğinizin çok önemi yoktur diyen Çağatay Demir, “Gün içinde toplamda aldığınız kalori ve toplamda harcadığınız kaloriye göre kilo alır, kilo verir veya kilonuz dengede kalır. İhtiyacınız olandan fazla kalori aldığınızda vücudunuz aldığınız kalorinin saatine bakmadan bunu yağ olarak depolayacaktır” dedi.

Laptop Kullanırken Dikkat!

Laptop kullanırken dikkat!Uzmanlar laptop kullanırken dikkat etmek gerektiği konusunda uyarıda bulunuyorlar. Neden mi?Çünkü laptop kullanımı kas - iskelet sistemi sorunlarına yol açabiliyor. Bilgisayar kullanırken kas-iskelet sistemiyle ilişkili sorunların sık görülmesinin nedenlerini 4 ana başlıkta ele almak mümkün: Kötü duruş; ergonomik olmayan bir ortamda çalışmak; egzersiz için kısa dinlenme araları vermemek; psikolojik ve fiziksel stresler.

 Dizüstü bilgisayar kullanımına bağlı oluşan kas-iskelet sistemi sorunlarının belirtileri nelerdir?
Dr. Demet Parlar: Bilgisayar başındaki kötü duruş omurga eklemlerinde ve eklem çevresi kaslarında gerginlik ve yorgunluk yaparak, boyun, sırt ve bel ağrılarına yol açabilir. Klavye ve fareyi (mouse) yanlış kullanmak ise omuz, kol, el bilek ağrılarına, özellikle el bilek kanalında sinir sıkışmasına,

Bu Giysiler Ölüm Saçıyor..!


Bu giysiler ölüm saçıyor!İthal giyside "Riske Dayalı Denetim Sistemi" ile 9 ayda, sağlığa zararlı kanserojen boya içerdiği saptanan 152 bin ithal giysi imha edildi.


Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ithal giyside "Riske Dayalı Denetim Sistemi" ile 9 ayda, sağlığa zararlı kanserojen boya içerdiği saptanan 152 bin ithal giysinin imha edildiğini bildirdi.

Çağlayan, şimdi de ithal giyside etiket denetiminin uygulamaya konulduğunu belirtti.

Bakan Çağlayan, yaptığı yazılı açıklamada, ithal ürünlerde sağlık riskini ortadan kaldırmak amacıyla yıl başında

Dış Ticaret Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü tarafından ithal tekstil ve hazır giyim eşyalarında Riske Dayalı Denetim Sisteminin (RDDS) devreye sokulduğunu hatırlattı.

Bu çerçevede her gün 3 bin adet ithalat işleminin risk değerlendirmesine alındığını kaydeden Çağlayan, kamu ve özel sektör işbirliği ile yürütülen bu sistemde, klasik denetim anlayışının dışında, özel ihtisas kurumlarınca tamamen uluslararası standartlara göre bir denetim gerçekleştirildiğini vurguladı.

Çağlayan, söz konusu denetim çalışmasında 22 Eylül 2010 itibariyle kanserojen boyalar içerdiği belirlenen 151 bin 484 adet, 2 bin 938 çift ve 218 set hazır giyim eşyasının, 28 bin 763 metrelik 312 kilogram tekstil ürününün, 8 bin 170 çift ve 391 adet deriden mamul eşyanın, 3 bin 350 çift ayakkabının ve bin 999 kilogram boyanın toplatılarak, imhası yoluna gidildiğini ifade etti.

ETİKET DENETİMİ BAŞLIYOR
Bu çalışmanın ardından şimdi de İthalat Tebliğinde yapılan değişiklikle, ithal tekstil ve hazır giyim eşyalarında etiket denetimine başlanacağını bildiren Çağlayan, yeni uygulama ile de ithal giysilerin, üzerindeki etikette belirtilen içeriğe sahip olup olmadıklarının kontrol edileceğini belirtti.

Çağlayan, "Etiket denetimlerinin RDDS kapsamına alınmasıyla, ithal hazır giyim eşyasında sıkça rastlanan etiketlendirme zorunlulukları ile etiketlerdeki bilginin eşya ile olan uyumluluğu denetlenecek. Bu yolla, örneğin giysinin etiketinde yazan (yüzde 70 yün, yüzde 30 polyester) olup olmadığı incelenecek. Tüketicinin yanıltılması ve haksız kazanç elde edilmesine yol açan bu durumun etkin bir şekilde denetlenmesiyle, sektördeki haksız rekabet azalacak, dolayısıyla daha sağlıklı rekabet şartlarında yeni bir düzen oluşacak" açıklamasında bulundu.

4 Adımda Altın Kız Makyajı


Sadece giysilerde, aksesuarlarda değil gözlerde de! Siz de, altın kız olmak istiyorsanız, ipuçlarımıza göz atın ve 4 adımda bu makyajın sırlarını öğrenin.
Birkaç yıldır giysilerden aksesuarlara, her yerde altınının ve altın renginin etkisi sürüyor... Üstelik bu, daha uzun bir süre de devam edeceğe benziyor. Siz de, bu akıma makyajınızla uymak istiyorsanız I.D. Bare Minerals Makyörü Cengiz Ergül'ün öneriyle hazırladığımız ''4 Adımda Altın Kız Makyajı''na göz atabilirsiniz. Farklı görünmek ve tüm bakışları üzerinize toplamak istediğiniz özel gecelerde bu makyaj en büyük kurtarıcınız olabilir...
4 adımda Altın kız makyajıDOĞRU MAKYAJIN SIRLARI
•Cilde biraz daha özen: 
Cildimizin tek bir dokunuşla mükemmel olması mümkün değil elbette... Pırıl pırıl, pürüzsüz bebek cildi gibi bir cilt isteyenler bunu sadece makyaj ürünlerinden beklememeli. Cildinize sadece makyaj yaparken değil her zaman özen göstermelisiniz. Cilde uygun temizleyici, nemlendirici ve serumlar kullanmak, sigara ve güneş ışınlarından kaçınmak güzel bir cildin de garantisi.

Islak mendillere dikkat!


Islak mendillerin kimyasal madde barındırdığı unutulmaması gerekiyor.


Islak mendillere dikkat!Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Gümrükçüoğlu, ıslak mendillerin kimyasal madde barındırdığının unutulmaması gerektiğini belirterek, "Bu yüzden ıslak mendil kullanıldıktan sonra mümkünse eller suyla durulanmalı" dedi.

Prof. Dr. Gümrükçüoğlu, yaptığı açıklamada, son yıllarda ıslak mendil kullanımının yaygınlaştığına işaret ederek, ıslak mendillerin
 restoranlarda, okulda, evde, iş yerlerinde ve hastanelerde kullanıldığını hatta annelerin bebek alt temizliğini bile ıslak mendille yaptıklarını vurguladı.

Kadının Yüzde 80’i Ondan Şikayetçi.!

Vücutta meydana gelen her türlü ağrı için özel bir klinik oluşturan Sema Hastanesi, Prof. Dr. Nurettin Lüleci başkanlığında kurduğu Sema Spinal Ağrı Merkezi’yle kronik ağrıları nedeniyle günlük hayatı zorlaşan hastalara derman oluyor.
Prof. Lüleci’nin verdiği bilgiye göre, kendisine gelen hastaların yüzde 80’i kadın. Özellikle ev kadınlarının ağrıdan daha çok şikâyetçi olduğunu belirten Lüleci, ağrının tedavi edilebilir olduğunu açıkladı.
Kadının yüzde 80’i ondan şikayetçi!Özel Sema Hastanesi’ne bağlı Sema Spinal Ağrı Merkezi’yle kronik ağrılar çeken hastaların yeni adresi oldu. Lazer, radyo frekansı gibi gelişmiş teknolojileri kullanan Ağrı Merkezi’nin Başkanı Prof. Dr. Lüleci, tüm işlemleri röntgen cihazları eşliğinde yapıyor tedavi yöntemlerini ameliyat değil, ‘girişim’ olarak tanımlıyor. Farklı uzmanlık alanlarından doktorların ortak fikirleri ile geliştirilen tedaviler özellikle migren, kanser ağrıları, bel-boyun fıtıkları, omuz, kalça ve diz kireçlenmeleri, damarsal kökenli ağrılar, nöropatik ağrılar, adale kökenli ağrılarda uygulanıyor.

Bu hastalık kadınları vuruyor!

Romatoid artrit hastalığının başlangıcından 10 yıl sonra hastaların 3’te 1’ini çalışamaz hale geliyor.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Vedat Hamuryudan, erkeklere oranla kadınlarda 3 kat daha fazla görülen ve halk arasında iltihaplı romatizma olarak bilinen romatoid artrit hastalığının başlangıcından 10 yıl sonra hastaların 3’te 1’ini çalışamaz hale getirdiğini bildirdi.
Bu hastalık kadınları vuruyor!
Prof. Dr. Hamuryudan, yaptığı yazılı açıklamada, romatoid artritin, kişinin vücudunu enfeksiyonlardan ve hastalıklardan koruyan bağışıklık sistemini zayıflatarak, eklemler ve çevresindeki dokuları tahrip etmesinden kaynaklandığını belirtti.

Et alırken dikkat etmeniz gerekenler.!!

Etin özellikleri ve hangi bölümünden neler hangi yemekler çok daha lezzetli yapılır? İşte lezzetli bilgiler...

                                                                       Kuzu eti
Et alırken dikkat etmeniz gerekenler...Kuzu eti en lezzetli olarak tanımlanan et çeşididir. Etin lezzeti hayvanın yaşı ile orantılıdır. Kuzu ne kadar küçük ise eti o derece yumuşak ve lezzetlidir. Kuzu, 30 veya 40 günlükken kesildiğinde “süt kuzusu” olarak tanımlanır. Henüz anne sütüyle beslenmektedir. 8-10 kg ağırlığında olup eti çok yumuşaktır ve ağızda dağılan türdendir. 3-5 aylıkken kesime giden kuzu 20 - 25 kg ağırlığındadır. Eti sıkıdır. Fakat süt kuzusuna oranla usulüne uygun olarak pişirildiğinde yumuşak olur ve lezzet kazanır.

Karın Ağrısı Deyip Geçmeyin!

Ağrı toplumda en çok görülen şikayetlerden biri olup, karın ağrıları da hemen herkesin yaşamı boyunca en az bir kez karşılaştığı bir durumdur.Karın ağrısının birçok nedeni var.Özellikle ani başlayan karın ağrılarında mutlaka hekime danışılması ve danışılmadan ağrı kesici ilaç alınmaması gerekir...İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.A.Kerim ÖZAKAY karın ağrısının önemli bir bulgu olabileceğini belirterek bir çok önemli noktanın altını çiziyor.

                                                                                                        Karın Ağrısı Nedir ?
Karın ağrısı deyip geçmeyin!Kaburgaların alt kenarından başlayıp kasıklara kadar olan vücut bölümünün ağrılı durumlarına kısaca karın ağrısı denir.
Karın ağrısının sebepleri nelerdir? Neden olur ?
Karın ağrısı karın boşluğundaki organların hastalıklarından kaynaklanabileceği gibi karın boşluğu dışındaki organların hastalıklarında yansıyan ağrı şeklinde de oluşabilir.Karın ağrısı yapan durum ve hastalıklar oldukça fazladır.

Doğum kontrol hapı hakkında ilginç gerçekler!

Kullanmalı mı kullanmamalı mı? Ne kadar zararı var ? Kime yararı var? Haberimizden öğrenebilirsiniz.


İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Buyru, doğum kontrol haplarının en önemli yan etkisinin, atardamarlarda ve toplardamarlarda tıkanıklık riskini artırması olduğunu belirterek, "Normal toplumda 10 binde 5-10 arasında toplardamar tıkanıklığı-iltihabı riski vardır. Bu risk düşük dozlu doğum kontrol hapı kullananlarda, 2-3 kat artarak 10 binde 10-20’ye çıkar" dedi.

Doğum kontrol hapı kullanımıyla ilgili açıklama yapan Buyru, son 50 yıldır modern hayatın ayrılmaz bir parçası olan doğum kontrolünün,
büyük bir oranda ilaçlarla sağlandığını söyledi.

Televizyon öldürüyor!

Televizyon öldürüyor!

Fazla televizyon izlemenin kalp krizi riskini artırdığı belirlendi.
"Journal of the American College of Cardiology" dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, günde 2 saatten fazla televizyonun önünde oturmak kalp hastalıkları ve kalp krizi riskini artırıyor.Londra Üniversitesi’nden Emmanuel Stamatakis ve ekibinin araştırmasına, 4 bin 512 İskoçyalı katıldı. 4 yıl boyunca süren araştırmada, katılımcılardan günde kaç saat televizyon ya da DVD izledikleri, iş dışında kaç saat bilgisayar kullandıkları ya da video oyunu oynadıkları soruldu.

Uykusuzlara Öneriler!

Uykusuzlara öneriler!Yetersiz ve kalitesiz uyku, kansere yakalanmayı kolaylaştırıyor. Uyku sorunları belleği bozuyor, daha erken yaşlandırıyor.
Dr. Hasan İnselİşte uyku sorunu çekenlere birkaç öneriSağlıklı ve iyi bir uykunun tek göstergesi,süresi değildir. Ne kadar uyuduğunuzdan çok, nasıl ve ne kalitede uyuduğunuz önemlidir. Rüyalarla süslü, derin uyku dönemlerine yeterince girip çıkılabilen, bölünmeden tamamlanan bir uyku, başarılı sayılır. Uykunun süresi kadar yapısı ve içeriği de anlamlıdır. İyi uyuyamayan, uyku kalitesi düşük insanları bekleyen pek çok sağlık sorunu var. Kalp-damar hastalıkları,  hipertansiyon, inme gibi rahatsızlıklara uykusuzlarda daha sık rastlanıyor. Uykunun en önemli ve etkili ilacı huzurdur. Her gün yeni bir molekül keşfedilse de, daha iyi ve kaliteli uyku içinhuzurlu hayattan etkilisi asla  bulunamayacak anlaşılan.

Seks Yap, Genç Kal!

Seks yap, genç kal!Seksin hormon seviyelerini yükselterek genç tuttuğunu yazan Braverman, “30 ya da 100 yaşında olmanız farketmez. İyi ve doğru beslenmeyle seks yaşamınızı aktif tutulabilirsiniz” diyor.  Braverman cinsel iştahı, libidoyu artırmak için şu besinlerin tüketilmesini öneriyor.


MUZ: Bromelayin enzimi içeren bu meyvenin erkekte libidoyu güçlendirdiği düşünülüyor. Muz, enerjiyi artıran potasyum ve riboflavin açısından da zengin bir kaynak.
KUŞKONMAZ: E vitamini açısından zengin olan bu bitki, aktif seks yaşamı için gerekli hormonların üretimini artırır.
LAHANA: Dolaşımı artırır.
KEREVİZ: Kadınlara bir erkeklik hormonu olan andosteron takviyesi yapar.
YER ELMASI: Cinsel organlarda duyarlılığı artırır.

Bebeğinizin Gece Uykusu

Bebeğinizi gündüz uyandığında zorla uyutmaya çalışmayın ki gece az uyansınlar.
Gece uykuları nasıl ayarlanmalı?
Yenidoğan döneminde bebeğin gece ve gündüz emmesi gerekiyor. Yani bebek acıktıkça emiyor ve genellikle de uyuyor. İlk ayın sonunda bebekler gündüz saatlerinde uyanık kalmaya başlarlar. Gündüz uyanık kaldıkları saatlerde zorla uyutmaya çalışmayın ki, gece uyanmaları az olsun. Gece uykuları bebekler arasında çok farklılık gösterir. Bebeklerin ilk 6-9 aya kadar gece uyanıp beslenmeleri normaldir. Bebeklerin uykusunu ayarlamak konusunda çeşitli yaklaşımlar vardır.

Tek Aşkı mısın Anla!


Erkek arkadaşınızın sizin hakkında ne hissetiğini ve gelecekle ilgili planlarını merak ediyorsunuz fakat soramıyorsunuz. Davranışlarıyla bunları öğrenmeyi istemezmisiniz. O zaman okuyup öğrenelim.1. Sürekli sizinle vakit geçirmek istiyor. Her yere sizinle gitmek istiyor, size karşı çok ilgili alakalıysa,gelecekle ilgili hayaller kuruyorsa rahat olunuz.
2. Yakın arkadaşının düğünü var ve senide bu düğüne davet ediyorsa beraber gideceğinz düğünde herkesin sizi görmesi kimseden çekintisinin olmadığını ve sizinle ciddi düşünüyor anlamındadır.
3. Evilikten korktuğunu yuva kurmanın zor olduğunu düşünüyorsa ve hayalinde bir çocuğa sahip olma gibi düşüncesi yoksa ilşkiniz ileri boyutta değildir  demektir. Sizinle sadece vakit geçiriyor anlamındadır.
4. Kendisi olmaktan çekinmiyor ve kendini saklamıyorsa yanında ağlıyor ve çok doğal davranıyorsa sizinle emin bir adımda yürümek istiyor demektir.
5. Mali konularda dikkatliyse ve tutumluysa fakat size karşı bonkör ise sizinle ciddi düşünüyordur.

Yemeği Hızlı Yiyenler Dikkat.!


Mide kanseri ile beslenme ilişkisinin araştırıldığı çalışma, yiyeceklere fazla tuz eklenmesinin 4.2, gün aşırı tuzlu ayran tüketiminin 1.8, tuzlu tereyağının 1.5, her gün ve her öğün turşu yenilmesinin 7 kat; sucuğun haftada 1-2 kez tüketilmesinin 3, haftada 1-2 kez hamur tatlısı tüketilmesinin 7.5 kat risk taşıdığı belirlendi.

Çalışmada, yeşil yapraklı sebzelerin, soğan ve sarımsağın günde bir kez tüketilmesinin ise mide kanseri riskini azaltığı, helikobakter piloriden korunulması ve tanı halinde mutlaka tam tedavinin şart olduğu ifade edildi.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Onkoloji Hastanesi Başhekimi ve Medikal Onkolog Prof. Dr. Şuayib Yalçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beslenme şekli ile mide kanserinin birbiri ile ilişkili olduğunu söyledi.

Her Kadın Bunları Yemeli

Fakat biz kadınların bazı yiyeceklere daha fazla önem vermemiz de gerekmekte. Yapılan araştırmalar osteoporoz, meme ve rahim kanseri, kalp hastalıklarından korunmada ve menopoz sıkıntılarının azaltılmasında bazı besinlerin etkili olduğu yönünde. Beslenmenizde illaki tüketmeniz gereken 9 besin;
Nohut

İçeriğindeki fitoöstrojen sayesinde bayanlarda östrojen hormonunu dengeler, menopoz döneminin daha rahat atlatılmasını sağlar. Lif oranının yüksek olmasından dolayı kabızlığa karşı etkilidir ve damar tıkanıklığını giderir. Yapılan çalışmalar meme kanserine karşı koruyucu etkisi bulunduğunu belirtmektedir.

Domates

Günlük beslenmemizde salata, sebze yemekleri içerisinde illaki tükettiğimiz domates likopenden zengin bir sebze. Likopen meme ve rahim kanseri olmak üzere birçok kanser türüne ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır. Likopenin etkisini artırmak için domatesi pişirmek ve biraz sıvı yağ ilave etmek de önemli bir unsur.

Hangi Çorbanın Ne Yararı Var?


İftar ve kış sofralarında en büyük yeri kuşkusuz çorbalar tutuyor. Peki hangi çorbanın ne gibi yararları var? İşte en çok tüketilen çorbalar ve yararları..
  • Mercimek çorbası içtiğinizde kuru baklagil tüketmiş olur ve posa alımınızı da artırmış olursunuz.
  • Yayla ve yoğurt çorbasında ise kalsiyum alırsınız.
  • Sebze çorbasıyla vitamin ve mineral deposu bir yemek tüketmiş olursunuz.
  • Domates çorbası içtiğinizdeyse domates, içerdiği likopen ile sizi kansere karşı korur.

Plastik Kaplar Zararlı mı?

Plastik Kaplar Zararlı mı?

Suya dayanıklı plastik ambalajlar yüksek ısıya maruz kaldıklarında yiyeceklerinize zehirli toksinler damlatır. Dioksin 2004 yılında zehirlenen Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yushchenko'nun zehirlenmesine neden olan kimyasalın adı yüz kondisyonunun korkunç bir şekilde bozulması ve klorakneleriyle Toksik İntikamcı'ya benzedi. Ancak bir karikatür dergisinde değil. Ciddi bir şekilde hastalandı, neredeyse ölüyordu. Dioksin çok sayıdaki insan yapımı toksiklerden biridir. Endüstriyel sürecin yan ürünleri sayesinde açığa çıkarlar, her an her yerde bulunurlar, hatta o kadar ki canlı varlıkların bedenlerinde bile az miktarda da olsa mevcutlar. En çok besin yoluyla, hatta kirli havanın solunmasıyla bile geçebilir.

Gripten Koruyan 3 Şey

Gripten korunmak için yapabileceğimiz 3 şey

Mikropların canlı dokuya yerleşmesi ve hastalık yapması enfeksiyondur. Her enfeksiyon hastalığının farklı belirtileri olmasına rağmen, ateş, halsizlik, eklem ağrıları, üşüme, titreme, öksürük ve ishal genel belirtilerdir.

Enfeksiyon oluşumunu neler etkiler?

Yaş, beslenme durumu, rutin başka bir hastalığın olması( şeker, kalp, kanser gibi).
Enfeksiyonlar nasıl bulaşır?
•    Solunum
•    Sindirim
•    Temas

Enfeksiyonlardan korunmak için temelde yapabileceğimiz 3 yöntem var.

Meyve Yiyerek Zayıflanır mı?

Meyveler vitamin deposu, doğal masum besinle olabilirler. Ancak dikkat! Hedefiniz yağ azaltmaksa, meyvenin içeriğindeki şeker, bu planınıza engel olabilir. Tamamen yasaklanmış olmasalar da diyet yaparken meyve tüketimini gözden geçirmenizde fayda var. Muscle & Fitness dergisinde ki habere göre meyvelerin içinde bulunan glisemik asit ve meyve ile ilgili bilinmeyen tüm gerçekler...


Niçin kötü: Meyveler, doğal bir şeker olan fruktoz içerir. Dolayısıyla meyve tüketimi vücut yağlarını yakmanıza engel teşkil edebilir

Nasıl kötü:
Vücudumuz fruktozu doğrudan bir yakıt olarak kullanamaz. Furuktozon öncelikle karaciğere gidip glikoza dönüşmesi gerekir. Meyvenin çoğunlukla kandaki glikoz ve insülin seviyelerini hızlı arttırmayan, düşük derecede glisemik bir karbonhidrat olmasının sebebi de budur. Eğer karaciğer glikojen ile dolu ise, gelen furuktozu glikoza değil, yağa dönüşt

Kahve Zararlı mı?

Kahve günümüzde en yaygın içilen içeceklerden. Bu nedenle yararlı mı yoksa değil mi araştırmaları oldukça fazla yapılıyor. İşte son bulgulara göre kahvenin yararları ile zararları!

Artıları

+Uyarıcı etkisi vardır. Sabahları uyanmaya yardımcı olur, konsantrasyonu artırır.
+Böbrek taşı oluşum riskini azaltır.
+Fiziksel egzersizle birlikte ölçülü kahve tüketimi, güneşin ultraviyole ışınlarının yol açtığı kansorejen etkileri ortadan kaldırabilir.

Eksileri

- Kahve ülesri tetikleyerek midenin asit salgılamasını artırıyor. Bu nedenle mide hastalarının günde 2 fincanı geçmemeleri gerekiyor.

Suyunuz Sağlıklı mı?














Dikkat.!! Yapılan son araştırmalarda suda birçok zararlı madde olduğu belirlendi.

KLOR

Çoğu arıtma tesisi tatlı su kaynaklarında bulunan virüs ve parazitleri öldürmek için musluk suyuna klor atıyor.

Az miktarda atılan klor zararlı bakterileri öldürdüğü için hayat kurtarır ancak uzun süreli kullanımı düşük ve sakat doğumlara yol açabiliyor. Dikkat etmek için içmeden öbce musluk suyunu beş dakika bekletin. Klor kendiliğinden buharlaşacaktır ya da çok pahalı olmaya bir karbon filtresi alabilirsin.

KURŞUN

1975 yılından önce yapılmış bir evde yaşıyorsan su borularında yani suda kurşun olma ihtimali yüksektir. Az miktarda olması bile iyiye işaret değil, asabiyet, anami ve sinir hasarına yol açabilir. Gebelikte düşüğe veya ölümcül bir soruna neden olabilir.


BAKTERİLER

Kolibasili gibi bazı bakteriler kırık boru ve kanalizasyonlardan, su depolarına sızan hayvan ve insan atıklarından bulaşır. Arıtıvcılar bakteriyi engeller ancak bağışıklığın zayıfsa önce suyu beş dakika kaynatın.

HORMONLAR VE İLAÇ ÜRÜNLERİ

İlaç aldığında kalıntıları idrarla atılır. Ancak bu kalıntılar musluk suyuyla geri dönebilir. Suyun içinde birçok ürüne rastlamak mümkün değil. Bilim adamları arındırmak için çözüm arıyor. Antibiyotik ve gebelik önleyici hormon ilaçlarının kalıntıları kadınları ve bebekleri nasıl etkiliyor bilinmiyor. Filtreler ilaç kalıntılarına karşı işe yaramıyor yani yapabilecek birşey ne yazık ki yok.

Sizi Rahatlatan 5 İçecek


1.Bir bardak süt içilmek; Süt insanın ruhuna sakinlik verirken metabolizmaya da triptofan verir. Sütün içindeki kalsiyum, magnezyum ve potasyum içeriği de kan basıncını kontrol etmeye yardımcı olur.
2.Sıcak çikolata içmek; Bu türdeki sıcak içecekler özellikle soğuk kış günlerinde vücudunuzun sıcaklığını artırarak rahatlamasına ve duygusallaşmanızı sağlar.
3.Çay veya kahve içmek; University College London tarafından yapılan bir çalışmada altı hafta boyunca  günde dört kez çay içmek stresli bir olay sonrası stres hormonunu kortizol düşürdüğünü göstermektedir.
4.Yeşil çay içmek; Gergin ve stresli olan beynin gevşemesine yardımcı olur. Sinirleri yatıştırır ve sakinleştirir.
5.Bir dardak soğuk su içmek; Yürüyüş yaptıktan sonra bir bardak soğuk su içtiğinizde 

Sarımsak Felç Edebilir

Sarımsağın tansiyonu düşürdüğü, bağışıklık sistemini güçlendirdiği hakkında bilgiler veriliyor. Birçok kişi kulaktan duyma bu bilgiler ile antibiyotik, tansiyon düşürücü veya dilaltı hapları yerine sarımsak kullanıyor. Fakat sarımsak gereksiz yere fazla tüketildiğinde felç riskini artırıyor.


Ülkemizde neredeyse antibiyotik yerine kullanılmaya başlayan sarımsağın zararları hakkında Reem Nöroloji Merkezi kurucusu Dr. Mehmet Yavuz, önemli bilgiler verdi.

Hipertansiyon hastaları ilaçtan çok sarımsak kullanıyor

Sarımsak, tansiyon düşürücü etkisi nedeniyle halk arasında çok sık kullanılmaktadır. Yüksek tansiyon problemi yaşayan hastaların sarımsak tüketimine ağırlık verdiğini gözlemlemekteyiz. Sarımsak kullanımı ilaçların bile önüne geçmiştir. Çoğu hipertansiyonlu kişi, ilaçlardan çok sarımsak kullanmaya yönelmiştir

İlginç Yatak Odası Alışkanlıkları

ilginç uyku alışkanlıklarıIKEA,  27 ülkede 13 bin 657 kişi ile beş kıtayı kapsayan bir uyku araştırması yaptırdı. Bu araştırma kültürlerin farklı yatak odası alışkanlıklarına sahip olduğunu gösterdi.


Avusturalyalılar yatak odalarını çok seviyor, orada huzur buluyorlar. Seks yapmak için yatak odasını kullanan Avusturyalı sayısı az.

İzlandalılar'ın yatak odaları herkese açık. Öyle ki çocuklar, akrabalar ve arkadaşlar yatak odasında bol vakit geçiriyor. Tüm bu kalabalıktan yatak toplamaya vakit kalmıyor.

İtalyanlar yatak odalarında seks yapmayı çok seviyor. Aynı zamanda dinlendikleri ve huzur buldukları yer burası.

Kadınların 7 Zayıf Noktası

Kadınların, erkekler tarafından sıklıkla gereksiz alışveriş ve dedikodu yapan, kıskanç ve gururlu yaratıklar olduğu düşünülür. Açıklayabiliriz! Hepsinin bir nedeni var...

1- Tembeliz
Gün içinde hiç bitmeyen stres ve yaşadığımız gerginlikler... Bunlar bir zaman sonra bizim sürekli her şeyden şikayet etmemize neden oluyor. Gün içinde sürekli oradan oraya koşturan bedenimiz, akşam olduğunda da aynı tempoda devam edemiyor. Bir yerden sonra iflas ediyor. Hangimiz çok yoğun tempolu bir iş gününden sonra akşam 1 saat egzersiz yapıyoruz mesela? Akşamımızı faydalı uğraşlarla geçirmek yerine ne yapıyoruz? Televizyon kumandasını elimize alıp saatlerce o dizi senin, bu film benim tembel tembel oturup akşamımızı öldürüyoruz.

Nasıl üstesinden gelirsiniz?

Kendi işlerinizi başkalarına yaptırmayın. Çok yorgun olabilirsiniz. Canınız ütü yapmak istemeyebilir. Ancak annenize "pantolonumu ütüler misin" demeyin. Kendi işlerinizi kendiniz yapın ki sevmediğiniz işleri başkalarına yaptırma alışkanlığınız olmasın. Unutmayın, annenizin de veya işi yüklediğiniz kişinin de bir sabrı var. Bir gün o da "yeter artık" diyebilir. Yapmanız gereken işleri hiçbir zaman ertelemeyin. Erteledikçe o işi yapma şevkiniz daha çok kırılacaktır.

2- Meraklıyız

Sevgilimize, arkadaşımıza sorduğumuz soruların hiçbir zaman ardı arkası kesilmez. Her zaman onlarla ilgili daha çok şey öğrenmek ve bizimle ilgili ne düşündüklerini bilmek isteriz. Hangimiz en yakın arkadaşımızın veya sevgilimizin günlüğünü karıştırmadık ki? Veya onun e-posta kutusuna girip maillerini okumadık ki? Eğer bunları yapmasaydık bize hazırlanan sürpriz doğum günü partilerini veya arkadaşlarımızın bizim hakkımızdaki gerçek düşüncelerini nasıl bilebilirdik ki zaten?

Kadınlar mı Erkekler mi Daha Uykucu?

İngiliz uzmanlar, 'kadınlar mı yoksa erkekler mi daha çok uyuyor' sorusunun yanıtını buldu! Buna göre, kadınlar erkeklerden 20 dakika daha fazla uykuya ihtiyaç duyuyor. Loughborough Üniversitesi Uyku Araştırmaları Merkezi Jim Horne, "uyku beynin kendini tamir etmesi ve yenilemesi için ihtiyaç duyduğu andır. Uyku sırasında dil, düşünce ve anıların depolandığı korteks kendini toparlar" diye belirtiyor.

Kadınlar daha fazla düşündükleri için beyinlerini erkeklerden daha çok kullanır ve bu nedenle daha çok uykuya ihtiyaç duyar. Profesör Horne, 'Karışık işlerle uğraşan, kararlar alan bir erkek de diğer erkeklere göre daha fazla uykuya ihtiyaç duysa da kadınlar kadar fazla uyku gereksinimi duymaz. Kadınlar erkeklerden 20 dakika daha fazla uykuya ihtiyaç duyuyor. Ancak bazı kadınlar için bundan daha kısa bir süre yeterli olabilir.

Professor Horne'a göre 75 yaşındaki bir kadının beyni 70 yaşındaki bir erkeğin beynine yakındır. Bunun kesin olarak nedeni bilinmese de, şimdilik kadınların erkeklerden daha fazla uyumasına bağlanıyor.

Kadın ve erkekler beyinlerini dinlendirmek için ne kadarlık uykuya ihtiyaç duyar?

BİTKİ Çaylarını İçerken Kafanız Karışmasın

Hasta olanlar ise tedaviyi öncelikle bitki ve meyve karışımlarında arıyor. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada bu dönemlerde sıkça kullanılan bitki ve meyve çaylarının kalitesinin son derece önemli olduğuna dikkati çekiyor. Bu nedenle, uzmanlar tarafından özel ve hijyenik koşullarda  hazırlanan, kalitesine güvenilir bitkisel çayların kullanılmasının son derece önemli olduğunu vurguluyor.
Prof. Dr. Erdem Yeşilada, insan vücudunun sağlıklı işlevini sürdürebilmesi için gerekli temel öğeler olan vitaminler, mineraller, bitkisel proteinler, karbohidratlar vb. yanı sıra biyolojik etkilere sahip sekonder metabolitler (fenolik bileşikler, flavonoitler, vd.) için bitkilerin en önemli kaynağı oluşturduğunu söylüyor. Bitkilerin çay olarak uygulanmasının en eski ve en basit ilaç şekli olarak bilindiğinin altını çizen Yeşilada, bir bitki materyalinin çay olarak kullanıldığında etkili olabilmesi için en önde gelen koşullardan birinin sıcak su içerisinde eşit oranda dağılabilmesi olduğunu belirtiyor

Daha iyi beyin için!

   
Daha iyi beyin için!

Daha iyi beyin için!

Newsweek Dergisi bilimsel araştırmaları inceleyerek bu yöntemlerden hangilerinin gerçekten işe yaradığını derledi.

Güncelleme:14 Ocak 2011 14:49
Derginin haberine göre, beynin işleyişini ve aklın mekanizmasını keşfetmekte büyük ilerlemeler kaydeden nörologlar beynin nasıl geliştirilebileceği konusuna cevaplar bulmaya başladılar.
-  ABD’nin Ulusal sağlık Enstitüsü’nün 2010 yılında yayımladığı rapora göre B6, B12, E vitaminleri, folik asit aslında işe yaramıyor.
-  Çeşitli araştırmalar Akdeniz diyetinin bilişsel kapasitenin azalmasını engellediğini gösteriyor.
-  Columbia Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre daha gelişmiş bilişsel kapasite, daha fazla nörona ve nöronları üreten nörogenlere sahip olmaktan geliyor. Nöronlar öğrenme, hafıza, yaratıcılık ve muhakeme yeteneğini arttırıyor.

Facebook'un gerçek niyeti ortaya çıktı.!

   
Facebook'un gerçek niyeti ortaya çıktı.

Facebook'un gerçek niyeti ortaya çıktı.

Geçtiğimiz haftalarda üyelerine güvenlik için e-posta adreslerini ve cep telefonu numaralarını soran Facebook'un gerçek niyeti ortaya çıktı.

Site bu numaraları yeni projesi için gizli gizli topluyor!

500 milyon üyesiyle dünyanın en büyük sanal güçlerinden biri haline gelen Facebook, yeni yatırımlarla elindeki kozları artırmaya çalışıyor.

Geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan bir dedikoduyla Facebook'un Gmail benzeri bir servis vereceği iddia edilmişti. Kısa süre sonra ünlü sosyal ağın CEO'su Mark Zuckerberg olayı kısmen yalanlamış ve üzerinde çalıştıkları projenin sıradan bir e-posta sisteminden çok daha öte olacağını açıklamıştı.

Sayfa Başına Dön